sağ baştan

Pazar, Ağustos 28, 2011

İyiki Doğdun!




Aralık aylardan. Yıl 2009. Soğuk bir Ankara akşamında yalnız kalmış biz,geziyoruz. Sakaryadayız.Pet shop sokağında yol alırken. Bakalım mıııı? diye boyun büküyorum ben. O zaman pet shop ların zindan olduğunu algılayamıyorum ve sahiplerinin katil. Aslan yüz görüyoruz sevimli mi sevimli, Alman kurdu,pug... Hepsi ne kadar da şirin bizim de olsa ya. Sonra bu akşamı belli sıklıklarla yineliyoruz. Ve bir gün içine girip birinin sanırım bizim köpeğimiz olsun istiyoruz diyoruz. Aslında Ümit pek hayvan sevmez. Evde hiç tahammül edemez. Kirletir der koltuklarımızı,biz o koltukları bir de beyaz almışken bir düşünsene. Bu yüzden bu 'isteme' eylemi sadece bana ait aslında o dönemde. Ama bir 'çift' olma meselesi var. O sebeple çoğul yapıyoruz bu eylemi. Olur elbette peki cinsi ne olsun? Biz cins bilmiyoruz.'Şöyle hem akıllı bir bıdık hem de minik, apartmanda yaşabilecek bir minik olsa, kedi gibi yani büyümeyen pek, sonra üzmese bizi çok zorlamasa.'Yani malum Ankara'nın çok da nezih olmayan bir semtinde oturuyoruz. İnsanlarda bunca düşmanken miniklere. Bizimki çok çaktırmasa köpekliğini diyoruz. 'Tamam' diyor göbekli kel amca.Meymenetsiz suratı birden şenleniyor. 'Bende var bir tane' Şuan burda değil. Evde benim 10 yaşında ikizlerim var onlarla. Pek buraya kafese konulası bir hayvan değil. Sıkılır istemez, rahatlığına düşkündür. Ama bir o kadar uyumlu. Bizim çocukların elinde kumanda gibi taşınır da gıkı çıkmaz.Yarın getireyim buraya tanışın isterseniz? Birbirimize bakıyoruz Ümm'le biz buna hazır mıyız diyoruz? Korkular başlıyor. Biz bu sorumluluğa hazır mıyız? Bilemiyoruz. Tamam öyleyse diyor amca siz bir karar verin. Arayın beni getireyim buraya tanışın. Peki diyoruz,çıkmaya yelteniyoruz. Cinsi de Jack Russel diyor bu arada. Bakarsanız, araştırırsanız.
Sonra geziyoruz tekrar bir hayli, bu kez bizim minikten arıyor gözlerimiz.Ama yok hiçbir yerde. Herkes 'sipariş' usülü getirdiğini söylüyor. Çok tanınmıyor,'SATMIYOR' diye de ekliyor.Derken netten fotoğraflarına bakıyoruz. Bayılıyoruz daha tanımadan. Arıyoruz bizim amcayı,bu akşam hazırız biz tanışmaya diyoruz. Akşamı zor ediyor ve Sakarya'nın yolunu tutuyoruz.

Ortada bir şebek geziniyor. Minicik bir şebek bu. Uzun bir burun. Turuncu bir yağmurluk içinde. Herkese koşuyor. Herkesten sevgi dileniyor. Küçük bir çocukla oyun oynamaya çalışıyor. Akvaryumlara zıplayıp balıkları selamlıyor. Ele avuca sığmaz bu yaramazı bir anda herkes çok seviyor. Derken konuşmaya başlıyoruz. Ne yer ne içer öğrenmeye çalışıyoruz. Kapı açılıyor bizimki 3 saniye içinde yok oluyor. Sokakta deli gibi dans ediyor sanki. Tutsaklıktan nefret ediyor. Pet shoptan ayrılıyoruz. Miniğimiz elimizde.Kucağımda sessizce uyuyor,titriyor...
İsmi ne olsun diye soruyorlar arkadaşlar. Richie Rich'in bir köpeği vardı 'DOLAR' bizim gibi çulsuzlara pek uymasa da tam yerinde bir espri olur diyoruz. O zaman işimiz gereği de Dolar la çalışıyoruz buna da uyuyor. Bizim kızın ismi Dolar oluyor. Akşam kalabalıkta titriyor. Hepimiz üşüdüğünü sanıyor sıkı sıkı sarıyoruz her yanını. Sonra kalabalık dağılıyor. Biz bize kalıyoruz, ona yatak hazırlayıp uyuyoruz. Sabah yerinde yok! Yatakta tam ortamızda esneyerek uyanıyor.'Merhaba' diyor bize. Artık 3 etti nüfusumuz!



18/08/2008 doğumlu kızım bu ay 3 yaşını bitirdi.Hayatta yaşadığım her anımı bu kadar anlamlandıran bir arkadaşım olmamıştı hiç.Daha nice seneler bizimle olman dileğimle. Seni çok seviyoruz yavrum. Uzun bir ömür diliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...