sağ baştan

Cuma, Kasım 11, 2011

bir bayrama daha veda ederken

çok şey var yazmam lazım gelen. yani sanki yazmazsam içimde patlayacak olması kendilerini lazım getiren. ama hem vakit darlığı hem kategorinin geniş yelpazesi sebebiyle kısa tutmak gerekecek bu paylaşımı da sanırım. neyse biz bir yola çıkalım bakalım.
nicedir yaşamadığım huzur dolu bir bayramı ardımda bıraktığımı bildirmek isterim öncelikle. katkılarından dolayı üst nesil Yılmazlara da teşekkürü bir borç bilirim. En son Haziran da yiyebildiğim enginarımı emin ellerden yapılmış olaraktan yediim, Kordon'da kahvemi içtiimm, film tercihi iyi olmasa da uzun zaman sonra Cinebonus'ta filmimi izlediimm,Alsancak sokaklarını arşınladııımm ve sonunda Foça'yı da ziyaret ettiimm. Tüm bunlar sosyalleşme eylemleri idi ama bir de içerde yaşanan tatlı telaşeler vardı. Meraklı misafirler, özlemler, sitemler, peşin sıra demlenen çaylar derken bu bayramın tadı damağımda kalmadı desem yalan olur.
İzmir'e bu kez 'acaba burda yaşasaydım' gözüyle baktım. artılar da vardı eksiler de ama bir müddet daha İstanbul ağır bastı sanki. Bu müddet öyle çokça uzun müddet değil ama 3-4 sene en fazla. Sonra gitmek lazım Ege'ye, huzurun kucağına.
Kızımı ayrı sevdim. Misafir olduğunu unutmadı ve her an komutlarımı dinleyerek, beni anlamaya çalışarak, yanımdan hiç ayrılmadı. Bana yaşattığı mutluluğu düşünmeden, düşündükçe ağlamadan edemedim.
Gelelim koca zadeye; güzel insandır o, ara ara sinir eder ama özünde iyi çocuktur :p aslında genelde çocuktur. iyiki takım elbiseli değildir, sırtında çanta ile sokak sokak gezinmek ona iyi gelir, kızını sever ve korur ya bulunmaması lazım gereken yerlerde saatlerce kafesini elinde gezdiriverir. iyiki ruhu vardır, eştir, bencil hiç değildir.yine özverili, yine anlayışlı yine dengedeydi bu bayramda. sabrına öldüğüm.iyiki egosu sıfır, iyiki kindar değil. güzel yürektir o çekirdek ailesi her zaman en üsttedir. yine ağlayasım var mutluluktan o sebepten ötürü bu kısmı burada keselim.
bu arada bahsetmeden edemeyeceğim benim gözümde her geçen gün ulvileşen Anadolu Turizm ikinci hatasını da yaptı ve anında kredilerinin tümünü tüketti.bundan böyle anti Anadolu Turizm. Ah ah oysaki ne çok severdim ben seni. İlk hatayı bayramdan bir buçuk ay öncesinde bilet almaya gittiğimde 25 gün opsiyonlu biletler yüzünden bana satış yapmayarak yaptı. Ve benim memnuniyetimi unutarak 'müşteri memnuniyeti' diye adlandırdı bu durumu. Ardından garajda barındırdığı türü belirsiz cisim bana höykürünce anladımki Anadolu memnuniyeti her büyüyen firma gibi alt sıralara çekivermiş yazık.

p.s: fotoğraf karşıyaka'dan. kalabalığı hoş olmasa da kuş kalabalığını sevdim.

5 yorum:

  1. İçimi ısıttı bu yazı, huzur verdi çünkü içinde İzmir var, sevilen bir çocuk ve eş var!!! Sevdiklerinin verdiği huzuru hiç bir şey veremez!! ne lüks bir ev, ne en pahalı mücevherler ne de bankadaki hesap!!!

    YanıtlaSil
  2. benim Ege'ye her baktığımda senden aldığı huzur gibi ablacım. zaten tüm onlar değil mi tüm huzuru alıp götüren hırs, aç gözlülük...

    YanıtlaSil
  3. şehirlerin + ve - lerini berlitmeni senden rica ederim.

    YanıtlaSil
  4. hypo merhaba, öncelikle sayfama hoş geldin. gelgitlerim olur benim çokça zaman çünkü hep hayat kısa ve yaşama yeri için anne babanın olduğu yer ya da bildiğin yer bizi kısıtlamamalı biz gidip görmeli karar vermeliyiz diye düşünürüm. işte öyle zamanlarda istanbul ve izmir'e baktığımda en özet haliyle şu var; izmir medeni, insanlıklar hala ölmemiş ve en büyük alışveriş merkezi bile küçük. çünkü izmir'in insanları gökyüzü görmek istiyor, güneş tenine değsin istiyor, dost sohbetler gerçekleştirsin istiyor. mesela kordonda o kasım soğuğunda bile masalarda toplaşmış en az 4 ortalama 6 kişilik gruplar ortalarına aldıkları fıçı biralarına gömülmüş sessiz, sakin sohbet ediyorlardı oysa benim istanbul'da gördüğüm maksimum iki kişilik hayatlar, yalnızlıklar, çığlık çığlığa ve kalabalıkmış gibi görünen eğlencelerin altında yaşanan sığ ilişkiler, çabuk bulma kolay kaybetmeler. ancak gel görki insan oğlunun hep daha fazlasını görme, duyma, bilme iç güdüsü ve bitmek bilmeyen merakı en azından gücün yetene kadar İstanbul'u şart koşuyor. en azından benim için böyle oldu.

    YanıtlaSil
  5. bunları duymak istemiştim senden.
    aklı başında bir yazı olmuş.
    her iki şehirde yaşamış bir insan olarak yorumunun altına imzamı atarım.

    sığ ilişkileri en çok beğendim. cuk diye uymuş yazına.
    teşekkür ederim. arada sırada yorum atarım:)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...