sağ baştan

Pazar, Eylül 25, 2011

English Time nasıl bir kurs derseniz hemen kaçın derim...

2010 yılının son günlerinde Taksim'de gezerken daha önce pek çok kişi tarafından yapılmış olan reklamlarını da dikkate almam gerektiği belirtilmiş ve ağızdan ağıza dolaşan English Time ile görüşme, tanışma fırsatım oldu. Hayatımın en kara günlerinden biri olmaya hak kazanan bu günde bilgi almak için girdiğimiz şubede bir bayan karşıladı. Bize dünyanın en iyi indirimini yaparak 8000 TL üzerinde belirttiği ücreti 4200 TL'ye kadar çekti. Bunda 4+1 kurs ayrıca online eğitim ayrıca 3D görüntülü MP3 çalar ve hatta istersem eğitimin bir bölümünü yurt dışında konaklama masraflarını ödemek koşulu ile tamamlamak dahi vardı. Tüm bu anlatılanlardan büyülenerek çıktım. Görüştüğüm diğer kurslarla kıyasladığımda oldukça cazip gelen bu fiyat ve kaliteyi alkışlarla hayatıma dahil etmek istiyorum ama ne varki düşünmek de lazımdı.Peki madem düşünelim diyerek oradan ayrıldım. Tam bir hafta telefonum bu hafta son,6 gün sonra son, 5 gün sonra son diyerek kurulu bomba gibi arandı. Hadi gelin denildi. Gittim kredi çektim. Madem öyle kayıt yapayım bari dedim. Ancak daha seviyem belirlenmemişti ve toplamda 6 kurdan oluşan kursun 3. kuruna ancak dahil olabileceğim çünkü kurların çok ince elemelerle geçilebildiği sınavlarında çok zor olduğu söylendi. Kayıt için tekrar gittiğimTaksimde vaktim olmadığı için 4+1 üzerinden konuşulan kur sayısı için 2000 TL ücret ödeyip hafta içi seviyem belirlendikten sonra net bir anlaşma sağlanacağı yönünde karar alarak buradan ayrıldık. Ancak Mecidiyeköy şubesinde eğitime devam etme olasılığım (yol durumu sebebiyle) olduğundan o şubeye de bakmak istedik ve Taksim'den ayrıldık. İşlerimizi halledip akşam üstü Mecidiyeköy'e uğradığımızda 8 kişilik karşılama komitesinden bir kul bize merhaba bile demedi. Herkes bilgisayarlara gömülmüş ve kimse oralı olmamıştı. Kazara göz göze geldiğim bir danışmanın masasına oturdum 15 dk bekledikten sonra asıl yetkili geldi ancak Taksim'in kayıt aldığını(parayı aldığını) öğrenince bozulan bu yetkili bize Taksim'in verdiği taahhütlerin hepsinin yanlışlığından bahsetti, misal gözlüğümüz yok dedi, yurtdışında devam diye birşey yok dedi.Nasıl yani dediğimizde yine aynı kurumun 15 dk mesafedeki çalışanına bok attı. Zaten tavırlarından hiç hoşlanmadığım hatuna madem gözlüğün yok kapıda broşür dağıtan adamların elinde niye hala 4+1 kur alana gözlük bedava yazıyor dedim. Kem küm yaptı. Tavırlarını eleştirdiğimde ise bana 'nasılmış tavrım, gayet iyi' yorumunu da getirmekten eksik kalmadı. Ya sabır çekip oradan ayrıldım geç olduğu için bir gün sonra Taksim ile görüştüm 'ÖZÜR DİLERİZ, TERBİYESİZLİK ETMİŞ'dediler. Sineye çektim, aynı hafta sonu bu kez Bakırköy şubeye seviye tespit sınavına gittim. 'am,is,are' sorularının yer aldığı kağıt ile seviyemi tespit ettiler ve nasıl olduysa 5. kur çıktım. Kayıt için Taksim'de olanları anlatıp 2+1 üzerinden kaydımı tamamlamalarını rica ettim. Biri çaya çıkan danışman ilgilenmeyince, PC'de msn ile konuşan danışmanın yanına gittim. Kendisi bana bilgi verirken yüzüme bile bakmadan PC arkasından sadece TAKSİM'e git, orası halletsin dedi. Peş peşe her soruma aynı yanıtı verince dayanamayıp o msn'i kapat yüzüme bak, sorunumu anla. Kaldıki burdan oraya niye gideyim önünde telefon var, danışmanın adı belli ara kendin sor dedim. 9000 USD ödeyen bir öğrenci ile msn görüşmesi yaptığını söyledi. Sanırım 2100 TL ödeyecek benim alacağım hizmet bu kadar olacaktı. Sonra PC ekranını kapatıp bağırarak sizi yatıştırmak için çay söyleyeyim dedi. Ben de elini kolunu oynatan sen, bağıran sen benim ses tonum bile değişmedi çayı kendine söyle dedim ve ayrıldım.Ertesi gün Taksim'i aradım, 'ÖZÜR DİLERİZ, TERBİYESİZLİK ETMİŞ'dediler. Sineye çektim. Bir hafta sonra Taksim'e gittim kayıt alan danışman yoktu. Bir diğer danışmana durumu özetledim bana Bakırköy şubeye gitmem gerektiği çünkü sınavımın orada olduğu söylendi. Artık sineye çekemediğimden Müdür'ün odasını sordum. İki sayfa dilekçe yazarak durumu anlattım 2+1 olarak sözleşmem düzenlendi ve yine ÖZÜR dilenerek kayıtlarım alındı.
Neyseki tatlıya bağladık dedim. Asıl macera yeni başlıyormuş meğer.4 ay boyunca ABD'den sırt çantasıyla ülkemize gelmiş İstiklal'de takılan iyi niyetli ancak öğretmenlik kelimesinden bir haber bir çocuktan 'ders' aldım. Bu dersin içeriği her gün gidiş geliş 3.5 saatimi alan yolun dışında 4 saatin 2 saatinde boş konuşmaca, yüz yüze bakmaca ve sıkıldım demecelerle geçti. 5. kur denilen sınıfımda ingilizce konuşabilen insan sayısı 3ü geçmiyordu ve hoca tüm bu insanları 90 ile falan geçirdi onlarda ingilizce öğrendik diye mutlu oldu. Hadi bizim hoca eli yüzü düzgündü, tamam ne birşey öğretirdi ne ders işlerdi ne derse hazırlanırdı ama diğer sınıflarda hem gece çekip çekip sabah kir pas içinde derse gelen ve 900 TL bayılmana sebep olan kursa tekrar para vermeni gerektirecek şekilde sınavlardan seni kasti olarak geçirmiyordu. Tabiiki sadece bir kur katlanabildiğim bu kursa devam etmiyorum.Olan benim 4 ayıma, 2100 TL parama oldu. Elimde de sinir küpü olmanın dışında hiçbir şey kalmadı.
not: kurumun bir de şöyle mükemmel bir özelliği vardı, 9 TL alacağı için günde 3 kere sms atar. Kendisi taahhüt olarak verdiği hiçbir sözü yerine getirmese de sizden taahhüt bedelinizi söke söke alır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...