güzel bir dost sesi ile uyandım bu sabah.
uzun zaman sonra iş düşünmedim,hiç düşünmedim.
tasam olmadan dost eli ile yapılmış omlet yedim.
mis gibi temizlik yaptık,kendimizi de temizledik mipmis olduk.
ömrümün en tuhaf yıllarını yaşadığım ( güzel mi çirkin mi,iyi mi kötü mü bilemediğimden tuhaf)
bu şehire böyle amaçsızca gelmemiştim hiç.
yollar garip,duraklar garip,insanlar garip, evler garipti. bana ait hiçbir şey barındırmıyordu artık içinde.
oysa daha 2003 eylülüydü onunla tanışmam. ve bir 2009 nisanıydı bırakıp gittiğimde.
işte tüm bu 6,5 yıl içinde olmuştu olan ya zaten. neyse bunları pek anımsamamaya baktım.
zira gerekli gereksiz her halta üzülmek benim en büyük karakteristik özelliğimdi.
ege'yi gördük (dry'ın ebedi sevgilisi,hala torunudur o,çok tatlıdır;tadından yenmez)
bahçeliye gittik; yürüdük. oturduk sohbet ettik. anıları yad ettik.
sonra da tatlu yedik; rokoko!
yaşıyorum; hayat güzel.
ama yine de;iyileşin yaralar, kabuk tutmanız yetmiyor.
not: günü bununla tamamlayıverdik.
bende bir beş yılımı geçirmiştim Ankara da, isterdim gidip oralara o günleri yad etmeyi:((
YanıtlaSilsevgiler:))
=)) yerim ki seni..
YanıtlaSilbir gun buralara gelecegi hic aklima gelmediydi o dostun:)
YanıtlaSilhosgeldinnn