artık benim için 'ben' diye bir kavrama inanmadığım, düşler kurmadığım, gerçeğimle gerçekleri görerek yaşadığım kısır döngüler içinde boğuşmacalarım söz konusu. bir dakika sonrasında bile verebileceği tepkileri pek kestiremeyen, hayata olan kızgınlığını aniden gereksiz bir olayda tekrar tekrar yaşayan, hiçbir varlığa ya da canlıya 'çok'lu duygular besleyemeyen gereksiz bir insan kimliğine büründüm iyiden iyiye. kim değerli dersem gözümde varsa yoksa kendi olabilen, kalan tüm insanlığın hata gördüğünü o gerçekten isteyerek ve inanarak doğruya dönüştürebilen farklı olmaktan yanlış olsa da kendi olabilen kimlikler. bu kimliklerin yaş aralığı 25 gibi sona eriyor kanımca. ve yine ortalama 25 sonrası 'mantıklı' olmak gibi bir çelişki ile yaşamaya başlayan bireyin dilinden şu kelime düşmeyen bir gün dahi olmuyor 'SIKILDIM'. Keza haklı da. Çünkü artık mantıklı olmak, girdiğin tüm ortamda oraya 'uygun' olmaktan geçiyor, anında sıradanlaşabilmekten ve ortalama doğruları doğru kabul edebilmekten.
ama dedim ya benim artık gücüm yok, çektim beyaz bayrağımı çoktan gökyüzüne.
ilerliyorum dümdüz, kazara sağa sola yalpalamak bile korkunç derecede 'mantıksız' artık. bu tek düzelikten kurtulmanın zamanını da geçirdim kaldım kör kuyuda. bakalım birinin kovasına takılıp yukarı çıkabilecek miyim, aydınlık gökyüzüne çıplak gözlerle bakabilecek miyim?
ben olabilecek miyim?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder