gözlerim kırmızı ve şişik, yarım yamalak uyku ve uzunca ağlama krizleri sonrası tipik haller. bu hallere neden olan vakalara bünye alışık olsa da can sıkıcı durumlar işte.canın sıkılmaması gerektiği bilinse de , her bilinen hal o hali yaşamaya değil engel.
az önce üzerimdeki sarı battaniyeyi ayaklarıma doğru uzatırken annemi hatırladım. ben 8 yaşındaydım annem benim yaşımdayken oysa ben daha tüm bu sorumluluklara girmeden dahi 8-10 yaşlarında bir ordu büyütüyormuşum gibi yorgunum ve sabrım bir o kadar sınanmış sanki. o da şimdilerde hırkasız gezmez sırtı üşümesin diye, battaniye eksik etmez ayaklarından, ben de. yani boşuna doğmadan kocamışsın demiyor ya kadın bana zaten.
zaman çılgınlar gibi ilerlerken aklımdan geçen tek şey var : 'ben buraya ait değilim!'
Değilim çünkü benim aklım hala saf işliyor, değilim çünkü ben hala başkalarını üzmektense kendim üzülür, ağlar zırlar unuturum kafasındayım, değilim çünkü ben planla değil duygularımla yön veririm kalbime HALA(!)
az kaldı biliyorum. birşeyler neticelenecek. hangi sonuçların nasıl yorumlanacağını şimdiden kestirmek mümkün değil elbette. ama bu neticeler bu kez ezber bozacak, bu kez rutin dışına çıkabilecek, bu kez bana beni hatırlatabilecek. bana daha benden, daha bana yakın, daha bana benzerler barındıracak içinde. bu çözüm 'başkası' için değil 'benim' için olacak. ve daha fazla zaman almayacak. şimdi sadece sustum ve bekliyorum. sessiz çığlıklarımı da bir müddet daha kendime saklıyorum. kızıyorum evet böyle ucuz bir hayatın içinde olmuş olmama, küfür edebilmeyi en çok şuan arzu ederdim evet ama yine sihirli kelimeyi kendime hatırlatıyor ve 'SABIR' diyorum.
iyi geceler.
P.S: uyumadan önce iyi gider buyrun bakalım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder