sağ baştan

Çarşamba, Eylül 08, 2010

son günlerin ortak konusu...

az önce akşama kadar 100 kişinin elini ayağını ve dahi bilimum yerlerini sürtüverdiği bir kalemi gayri ihtiyari
ağzıma soktuğumu düşündükçe midem kalkıyor.
ama asıl yazmak istediğim konu bu değil elbette.
şimdi bir de gün içinde gelen müşterileri analiz ederken aniden gişeye gelen müşterinin
'faturam neden az geliyor' dediğini hatırlayıp içten içe 'allahım insanların ne çok vakti var' diye düşünmeden edemiyorum.
tabii bir de kol kola gelerek 'biz bir gün zabıtayı aramıştık ne zaman aradığımızı bilemiyoruz 2007'den bu yana
aradığımız numaraları verir misiniz' diyen çiftimiz var.
ama bunlar da değil elbette yazmak istediğim.
son günlerde sürekli 'aşk' konuşur olduk. bu sonbahar herkesin böyle bir sorunu var sanırım. yeni denizlere açmak yelkenleri...
bunun neresi sorun diyebilirsiniz elbet. ama aşk başlı başına bir sorun değil mi zaten!
ne garip bir histir; karnına ağrılar girerekten düşüncenin tek, duygularının tek, hayatının tek bir amaçta birleşmesi.
gözünün başka hiçbir şey görmemesi ondan başka. tek bir kelimesiyle uçmak gökyüzünde,bir üzüntüsüyle kahrolmak.
umutsuzlukları bir yana bırakarak düşlerine almak 'o'nu bir daha bırakmamacasına sımsıkı sarılmak.
gitme ihtimalinde dahi canının acıması ve onsuz günlerin aslında 'gün' olamayacağı kaygısı.
aşk bir oyun aslında kendimize oynadığımız. tüm herşeyi atarak etrafımızdan,şuursuzca kucakladığımız. sorgusuz teslim olup, acıya alıştığımız.

kendimizle oynadığımız bir oyun aslında. canımızın yandığını bile bile gözlerimizi kapatarak yalın ayak üzerinde koştuğumuz ateş . yanmak aslında aşk,kömürleştiğinin bile farkına varmadan.tek yalan ama aynı zamanda tek gerçek kıldığımız.

3 yorum:

  1. bu güzel bloga sımsıcak bir merhaba bırakmaya geldim.yazışmak dileğiyle

    YanıtlaSil
  2. mesela benim mideme kramplar giriyor :)

    YanıtlaSil
  3. serpil ne sıcak bir karşılama bu!

    stuven sanırım benim de öyle.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...