sağ baştan

Pazartesi, Ocak 30, 2012

"Loving Strangers"



titriyorum. nedenini biliyorum, nedenini bilmiyorum. başım ağrıyor, canım yanıyor. hepsi içimde, hepsi beynimde, hepsi bende kalıyor. az konuşuyor, hiç konuşmuyorum. gereksiz düşünceler, çokça da hayaller peşindeyim. bu hayaller beni nereye götürür düşünmek istemiyorum. bir sonraki günü bilmek istemiyorum. mutsuz değilim, sessizim sadece kendi kendime konuşmak istiyorum. sakinim ama sinirliyim de aslında yalnız kalışlarımda.
sırf kar yağıyor diye çocukluğuna dönmek isteyenlere uyuz oluyorum. sadece soğuk gördü diye kimsesizleri düşündüğünü paylaşanları boğmak istiyorum. iki adım mesafede kaldırımda yürümeye çalışırken sigara yakanlardan tiksiniyorum. g.tünün dibinde biri bağırırken aşkı arıyorum triplerine girenleri ben de görmezden geliyorum. hala kar yağıyor haberler oranın buranın tıkanıklığından bahsediyor. bu kar bana bir saat önce eve gelme şansı veriyor bense kazandığım bu vakti bloglarda gezinerek harcıyorum. içten içe dolabımı temizlemek, bamya pişirmek, film izlemek, son aldığım dergilere bakmak istiyorum ama yine de koltuğa çakılıp kalmaktan kendimi alamıyorum.
şu okul denilen şey yakında açılacak, o samimiyetsiz samimileri görmeyi midem artık kaldırmıyor. kusmak istiyorum. poşetsiz ama sere serpe sonra da dönüp nedeni sizsiniz çünkü şundan daha da betersiniz demek istiyorum. ama hayatta hiç kusamadımki!
giydiğim gömleğin yakası azıcık açık diye abaza abaza bakanların Allah belasını versin istiyorum, birileri çüklerini kessin ve bir daha kalkmasın o çükleri. evden çıkmadan ağzını gözünü yıkamayı bilmeyenlere de sabun diliyorum. temizlik yapmasını öğrenmelerini de. insanlardan tiksiniyorum.
bu kadar pislik bu kadar nankörlük bu kadar bokluk dolu dünyayı gördükçe yine hayallere dalıyorum. bir gün diyorum, bir gün bende, biz de... kaçmayı beceremesek de, çok uzun yıllarımızı veremesek de bir gün biz de diyorum. sen de gel benimle.

Salı, Ocak 24, 2012

temizlik

tokatlayasım var yeminle tüm kafası gerileri.girişirim haaa demek geliyor içimden aslında ama yokki öyle yetilerim. ancak konuşurum kendi kendime işte böyle bi de dudaklarımı ısırarak söylenirim. ne boktan bir gün daha. kaderim kara mı benim şimdi? bunu yirmiyedisine gelince mi farkeder insan, oldu mu o kadar gerçekten. gitsem ya tez elden.
hep o yaz gelir aklıma dinledikçe buyrun buradan alalım

Salı, Ocak 17, 2012

ateş oldum




sonra gitsek mesela alıp başımızı bir gün. kaybetme korkusundan uzak, kazanmaya meyil bile etmeden. kaybolmak isteyerek, kaçsak bir nevi. ama o kaçış birbirimize çıkarsa bizi ve eksilerek çoğalsak beraberce. geçen günleri anmasak bile, her yeni gün yeni biz olsak tanışsak yeniden ve yine. yarış olmayan yerlerde, herkesin kendi için yaşadığı yerlerde, aynı dili konuşsa da kalanlar, altındaki baklaları düşünmesek bile. sen olsam ben, ben de sen. unutsak herşeyi; unutulsak. birileri boşlukları doldururken hiç anılmasak. özlem duymasak kimseye, hiçbir şeye.

Pazar, Ocak 15, 2012

dünya(M)

perşembeydi sanırım o makina hayatımıza girdiğinde. evet evet perşembe. o makina dediğim çok da menem birşey değil ya işte. görmeyene, bilmeyene arz ettiği ehemmiyetin boyutu da tartışılmaz.
böylece önce paralı mı olacak kesin, sonra malzemesi eksik olur yarın bozulur da bu görüşleri savruldu dört bir yana. derken yemek saati geldi çattı, yedim geldim yerime bir de ne göreyim, herkesin elinde kahveler, sıcak çikolatalar gırla gidiyor. birini beğenmeyen diğerine dalıyor. yahu yeni geldik yemekten diyorum da kimse bana mısın demiyor. az biraz vakit geçince anlıyorumki ücretsizmiş. iyi be diyorum insan yerine konulduk vaybe bizim de artık sıcak içecek şeysimiz var! kahve isteyip ardından yalvarma moduna geçmeyeceğim ki hayatta kızamam ben hizmetlilere geç geldiler gittiler diye. ilk gün 4 saatte 5 tane sıcak çikolata içenler gece geberir diye bekledim ama olmadı kötüye birşey. ikinci gün de bitti malzeme evet ama halloldu o sorun da. herşey iyi gidiyor gibiydi şimdilik.
cumartesi tuvalete gidiyordum dişlerimi fırçalayayım diye bir baktım ne göreyim bizim abla ağlıyor. ne oldu ablacım dedim, boşver dedi. bir iki ısrar ettim neyse kendi haline bırakayım azcık ağlasın rahatlasın diye düşündüm sustum. 'makina geldi ya, artık birimizi göndereceklermiş' dedi, 'var mı bildiğin bir yer?'
bir bizim dünyamızı bir de onun dünyasını düşündüm. sonra düşündüm, düşündüm bir daha düşündüm.
ne diyeceğimi bilemedim.

bu da Aslı'dan gelsin, komik saçını görmeyiverirsiniz artık.

Cuma, Ocak 13, 2012

zıkkımın kökü

hayal kırıklıkları diye isimlendirmek başka bir hata olur bu durumları. beklenti içinde olmak da hataydı zira. ama onca ayaklarımın altında ezmek istediğim tipleme benim bu düşsel arzularımın tee merkezinde değil miydi?
 o zaman beklenti içinde olmanın hata olması durumu da nedir dersen eğer bılogcuk; hayattır elbet beni bu kabullenmeye iten derim bende en hazırcevap halim ile. bir başka başarısızlaştırma operasyonu daha geçirdim büyük dayısızlık nedeni ile.
neyseki kalbimi pıt pıt attıracak kendimce sebeplerim de yok değil. burada yer alan şarkıyla pıt pıt sebeplerime selam eder, rutin bok çamuruna yatmak için müsaadeni isterim şimdi.


Pazar, Ocak 08, 2012

'herkes'

çokça zamandır sınav hazırlıkları, ödevler, sunumlar derken yazamadım gitti. yani şurdan başka heryere birşeyler yazdım orası ayrı tabii. 'insan' denen varlığa doğru deneyimlerime devam ederken yoruldum epeyce yine ama nefes alıyorum sonuçta işte bir yerlerde.
bu arada önceleri umut ederdim bir yerlerde iyiliğin yaşadığını şimdilerde ancak gözlerimi kapattıktan sonra yaşıyorum o umutları sabah olup gün aydınlandığında hepsi uçup gidiyor birer birer. tutmak için de yormuyorum kendimi, ne yapalım hayat böyle!
herkes haklı kendince, kendi yaşam biçiminde.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...