perşembeydi sanırım o makina hayatımıza girdiğinde. evet evet perşembe. o makina dediğim çok da menem birşey değil ya işte. görmeyene, bilmeyene arz ettiği ehemmiyetin boyutu da tartışılmaz.
böylece önce paralı mı olacak kesin, sonra malzemesi eksik olur yarın bozulur da bu görüşleri savruldu dört bir yana. derken yemek saati geldi çattı, yedim geldim yerime bir de ne göreyim, herkesin elinde kahveler, sıcak çikolatalar gırla gidiyor. birini beğenmeyen diğerine dalıyor. yahu yeni geldik yemekten diyorum da kimse bana mısın demiyor. az biraz vakit geçince anlıyorumki ücretsizmiş. iyi be diyorum insan yerine konulduk vaybe bizim de artık sıcak içecek şeysimiz var! kahve isteyip ardından yalvarma moduna geçmeyeceğim ki hayatta kızamam ben hizmetlilere geç geldiler gittiler diye. ilk gün 4 saatte 5 tane sıcak çikolata içenler gece geberir diye bekledim ama olmadı kötüye birşey. ikinci gün de bitti malzeme evet ama halloldu o sorun da. herşey iyi gidiyor gibiydi şimdilik.
cumartesi tuvalete gidiyordum dişlerimi fırçalayayım diye bir baktım ne göreyim bizim abla ağlıyor. ne oldu ablacım dedim, boşver dedi. bir iki ısrar ettim neyse kendi haline bırakayım azcık ağlasın rahatlasın diye düşündüm sustum. 'makina geldi ya, artık birimizi göndereceklermiş' dedi, 'var mı bildiğin bir yer?'
bir bizim dünyamızı bir de onun dünyasını düşündüm. sonra düşündüm, düşündüm bir daha düşündüm.
ne diyeceğimi bilemedim.
bu da Aslı'dan gelsin, komik saçını görmeyiverirsiniz artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder