Bana bir söz yazan yoktur bugün, olmaz da bu saatten sonra. Unumu elemiş eleğimi asmışım ben zaten. Geçmiş zaman sinsice, fark ettirmeden.
Bu arada biri bana bilgisayarımı silmem gerektiğini söyleyebilir mi? Tıpkı az önce montumdaki pati izlerinin artık temizlenmesi gerektiğini açıkça söyleyen vedatcan gibi.
Bu pis kokulu ve hep aynı şarkıların dırıdıt dırıdıt diye devam ettiği ve hatta o şarkıların anlamını yitirerek marş haline geldiği, etrafımda lahmacun gümleterek cilveleşen çiftlerin olduğu yeri seviyorum galiba. Kimse takmıyor beni, yazıyorum, okuyorum, çiziyorum gidiyorum. Kimse ne merhaba diyor ne hoşçakal yani kısaca ne başlangıçlar var ne de sonlar.
Funda arar sanırım bu affetmem diye bağıran. Anmam diyor senin adını, pek iddialı geliyor bu sözler bana. Zaten hep iddialı sözler değil mi bize tükürdüğümüzü gerisingeri yalatan. Sinirlenmiş bir insan, nefret dolmuş, üzülmüş, kalbi kırılmış insan ve bunun gibi bir sürü senaryolar ardından kurduğumuz o iddialı cümleler değil mi bizi nefretlik yapan.
Bu kadar girizgah yeter. Bir sürü haller içinde halim, gözlerim yarı kapalı gün boyu. Bu zamanları iyi biliyorum. Kendimi kederlere atıyorum. Yalnız kalacağım, yalnız olacağım. Ben kocaman evde bir başıma ne yaparım Tanrım. Laralayi doy doy laradaydoy, laraday laraday, laradaydoy.
Şey göbeğeeem büyüdü çokça Mart sonunda galaya katılacağım oysaki! Ben bu işe katıla katıla gülerim işte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder