sanırım en iyi özetim burda
acizliklerim olur elbet her insan gibi benim de. zaaflarım vardır, zayıflıklarım vardır bazen istemesem de. onları eyleme geçirirken ya da zihnimde canlandırırken hep şöyle düşünürüm 'insanım sonuçta ben'. bu cümleye sığınır yaptığımın ya da yapacaklarımın yanlışlığını bal gibi bile bile ve de göz göre göre devam ederim, düşlemeye, düşlediğime doğru yürümeye.
böyle zamanlarda insanın iç sesini durduracak birşeyler olsa keşke, öyle şeyler olsaki o yanlış düşüncelerle kuşatılmış yanlış eylemler sonucu yaşanan koca koca pişmanlıkla yanıp kavrulmasa yürek. o yanan yüreği söndürmek ne kadar zorsa insanım ben diye sığındığın acizliğin sonucu yaşadığın pişmanlığı unutmak da o kadar zor işte.
öyle kızıyorumki kendime. ne yaşayacağımı bile bile, nasıl hissedeceğime emin olarak yürüyorum kimi zaman bu ince köprüde. bu gece rüyamda gördüğüm manzara gibi tıpkı. aşağıdaki o pis suya rağmen uzanan incecik yolda karşıya geçerken ben Ümm sallıyor yolu, 'nasılmış' diyor, sen bana bunu defalarca yaptın ve ben karşıya ulaştım şimdi ben sallayayım da bir bak nasılmış diyor. bir nevi cezalı empati kurdurma biçimi kanımca. annemse solda, düz yolda beni izliyor öylece. ben sallanan yoldan hızlıca düzlüğe atlıyorum ve 'burda zaten sağlam bir yol varken neden orayı seçmişim anlamıyorum' diyorum. hayatta hep yaptığımızda bu değil mi? basit düşünüp, mutlu olmak yerine o taşlı, dolanbaçlı, uzun ve acılı yolları tercih etmek ve ardından kafayı çevirip etrafa baktığımızda ben unutmuşum bunun çok daha kolay bir yolu varmış buracıkta demek.
artık midemden kaldıramadığım bu anlamsız acıya bir son verip, ayaklar altına aldığım benliğime bir bakım yapmanın zamanı geldi. burnu boktan çıkmaz hallerimi hiç özlemedim ben. huzur denilen şey dünyanın en çok arzu edileni ve bende bunu çoktan elde etmiş biri olarak şansımı daha fazla zorlamaktan vazgeçiyorum. şimdi hayat sana 'merhaba' diyorum. yaptığım tüm o hatalar, hataya sebebiyet verecek duygular size de hoşçakal. çok içten bir hoşçakal.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder