sağ baştan

Pazartesi, Ağustos 06, 2012

bir haftasonunu daha geride bırakırken

sahur saatini haber eden davulun sesine komşunun bilmem hangi oyununun sesi eşlik ederken uykusuzluğun son demlerini yaşamayı umuyorum. zira sabah kalkamayacağımın şimdiden ayırdındayım.

gün ne uzun geldi bana. sanırım ramazan sebebiyle öğün sayısının azalmasının büyük payı var bu durumda. hafta sonu saatler süren kahvaltı keyfi ve yine saatler süren ikindi saati atıştırmalarının eksikliği zamandan tasarrufa neden olmuşken bu büyük boşlukları temizlik faaliyetiyle dolduruverdik.
bir araba temizlemişim camdan sarkan üçlü priz sayesinde elektrik süpürgesi ve yine hortum ile uzanan sınırsız su eşliğinde sormayın. Elbette Ümit'in katkısı büyük ama yine de kendimle gurur duymaktayım.

sanıyorum şuan 'apaçii müziği' eşliğinde sahura hazırlanan komşularım da mevcut. neyse bu konumuz dışında küçük bir detay elbette. bu bitmeyen gün ve geceye geçen yıl aldığım ve bir türlü kullanma fırsatı bulamadığım boyayı kendimce kullanma kararım da eşlik etti. yıllar var ki kendi kendime boya yapmışlığım yok lakin ikidir 'yapabilirsin' teşviğimle gerçekleşen nostaljik ataklarım sonucu başarmaktayım. bir önceki denemeye nazaran başarısız sonuçlanan bu geceki deneyimde benim kafamın arkasına ulaşamama problemim yanımda cimri boyacıların maliyeti kısmak amaçlı uygulama için güzelim fırçalı kutu koymamasının da büyük payı var. her zaman kullandığım boyanın içinden çıkan eşantiyon saydığım onca alet edevat ne gerekli şeylermiş meğersem.




neyseki K.K.K'nın tarafımıza naçizane hediyesi olan Difaş marka diş fırçası yardımıma yetişti. Ümit kendisini askerlik hatırası olarak saklamayı tercih eder miydi bilemedim ama artık öyle bir ihtimal kalmış değil.
















boya aşağıdaki rengin kısmi olarak sunumunu bile saç görselime katmadığı gibi, başarısız bu girişimim sayesinde saçımın arka kısımları ön kısmından bağımsız bir kimlik kazandı. hayırlısı olsun bakalım.

tatil öncesi hiç hoş olmadı bu durum:(























madem bir marka fotoğrafı yer aldı bu yazımızda dışarıdan gelen ses ile irkildiğim şu son saniyelerimde dünyanın bilmem kaçıncı harikasını da tanıştırmak isterim sizinle. kendisi başarısız aseton markalarına olan mecburiyetimi ortadan kaldırdığı için bir teşekkür borçluyum sevgili üreticilerine.



neyse ayacıklarıma sürdüğüm ojelerim kurudu sanıyorum. ben mutfağın yolunu tutayım saatlerimiz 3.14'ü gösterirken.

mis gibi bir pazartesi diliyorum kendime ve yeryüzünde güzellikleri hak eden tüm canlılara.

son cümlelerimi kurarken fizy nostalji moodunda beni uğurlayan şarkıyı da paylaşmadan edemeyeceğim. buyrun bakalım

e hadi ben kaçtım madem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...